Korona Günlerinde Beslenme
Ben Uzman Diyetisyen İpek Ezgi Öksüzoğlu. Marquez’in çok sevdiğim Kolera Günlerinde Aşk romanına selam çakan bir başlıkla karşılıyorum sizleri. Merhaba, bugün nasılsın? Nasıl geçiyor günler? Kırıklarını aldırdım kalbimin, çıkarttım astım portmantoya… Herhalde benim karantina günlerimin özeti bu kelimeler. Siz ne yaptınız? Kendinize dönme fırsatınız oldu mu? Şöyle bir havalandırdınız mı kalbinizin odalarını? Eksik, kırık şeyleri tamir edebildiniz mi? Ruhunuzun koridorlarında gezerken ferah bir bahar rüzgarı hissettiniz mi yoksa sıkışmış karanlık bir ortam mı karşıladı sizi? Hep zihninize değil de kalbinize kulak verebildiniz mi, neye ihtiyacı varmış en derinde? Peki ya bedeniniz, ona nasıl davranıyorsunuz? Aç mı bıraktınız, tıka basa yemeklerle mi doldurdunuz? Hırpaladınız mı yoksa olduğu haliyle ona içten bir anlayış ve şefkat sunmayı başarabildiniz mi?
Her ne olduysa bilin ki yalnız değilsiniz. Derin bir nefes alalım ve devam edelim yalnızca. Olanı olduğu gibi kabul ederek… Kendimize en içten şekilde, olduğu gibi olma izni verelim. İnanıyorum ki o zaman pandeminin hikmetini daha da iyi kavrayacağız. Çünkü biz izin veremedik ne kendimizin ne de başka canlıların olduğu haliyle öylece olmasına. Eksiklik duygumuz o kadar büyük ki sürekli tamamlanmaya çalışıyoruz. Bir eğitime daha katılsak tamam olacağız, bir sevgilimiz olsa, bir evimiz olsa, bir işimiz olsa, çok paramız olsa tam olacağız. Oysaki tamam olan şey nasıl daha tamam olur ki ? Denizden bir kova su alsan deniz eksilir mi ?
Bunu bilemedik işte. O yüzden doğal olan herşeyi bozmadık mı zaten ? İnek daha çok süt versin istedik doğasından kopardık yapmadık işkenceyi bırakmadık. Tavuğun eti az geldi daha da besili olması lazım dedik hemen büyüsün diye bastık iğneyi. Sadece hayvanlar mı bitkilere de el attık. Tohumla oynadık tek seferde daha çok ürün versin diye. Toprağın bile yapısını bozduk. Kendimize daha, daha, daha dedik ama yetinmedik bu işkenceyi tüm canlılara yaptık. Oysa ne basit şunu hissetmek BİR’iz. Çöllerdeki kumlar, okyanustaki damlalar, senin hücrelerin, bir balina, bir kurt, bir çınar, bir papatya işte hepsi aynı kaynaktan besleniyor. Bunu hissettiğimiz ve önce kendimize yaptığımız işkenceden vazgeçtiğimiz an dünyadaki diğer canlılara verdiğimiz eziyet de son bulacak.
Beslenme algısı bu bağlamda artık değişmeye mecbur. Doğru soruları soranlar cevapları bulanlardır. Öyleyse soralım sorularımızı beraber, çekinmeden. Neden yiyorsun? Aç olan gerçekten karnın mı? Yoksa kalbin mi? Soğuk rüzgarların estiği yer miden mi, ruhun mu? Doyuramadığın şey karnın mı, ihtiyacına bir türlü ulaşamayan duyguların ve özlemlerin mi? Yediğin şey çikolata mı yoksa kendine bir türlü vermediğin mutluluklar mı? Belki de yedikçe tuvalete gidip kustuğun şey, aslında görmezden gelip içinden atmaya çabaladığın kötü anılarındır. Ne varsa sende, bil ki kalbimde hissediyorum acını. Ruhumun derinliklerinden anlıyorum seni. Derin bir nefes al ve yüzleş içindeki boşlukla ve nefesini ver. Senin içindeki giderek büyüyen o boşluğu kapatacak kadar kaynak yok dünyada. Kendini senin gibi hisseden milyonlarla çarp. Giderek artan nüfusla ve uzayan bir ömrün getirdiği yüklerle çarp. Hangi hayvan hangi bitki nüfusu doyurabilir bunca acıyı ve boşluğu? Güçsüzlüğümüzü, başarısızlıklarımızı, utançlarımızı, reddedilişlerimizi kapatacak kadar çikolata, pasta, makarna, altına bulanmış antrikot yok bu dünyada.
Bırakalım yemek artık yaşamsal bir ihtiyacımızı simgelesin hayatlarımızda. Mutlu sofralarda birleşelim. İsrafsızca ve ihtiyacımız kadar yiyelim. Ve önce duygularımızı, ruhumuzu doyuralım karnımızdan önce. O zaman böyle sık acıkmayacağız, o zaman tatlı yemek bir bağımlılık değil damak zevki olacak. Kilo derdi bitecek, bedenimizle barışacağız, bu hayatı olduğu gibi kabul edeceğiz. Diliyorum ki COVID-19 bir vesile olsun. Artık kendimizle buluşalım.
Ig: ipekoksuzoglu
Emeğinize sağlık İpek Hanım. Çok güzel bir yazı olmuş. Ömrünüz boyunca mutluluklar sizinle olsun. Umarım sizler gibi ben de kendime dönebilir, huzura kavuşabilir ve tabiki de sağlıklı beslenmeye dönebilirim…
Sağlıklı, mutlu günler dilerim.