Arkadaşlar merhabalar ben Nazlı

Aslında enerjilerimizin değişip bizi negatife doğru sürüklediği bu günlerde nasıl pozitif bir yazı yazabilmem gerektiğini düşünmekteydim. Bu durumu kabullenebilmek ve belirli bir alan içerisine sıkışıp kalmış hayatlarımızı renklendirebilmek gerçekten de hepimizin için zor bir durum. Birçoğumuz ne yapacağımızı bilmez bir haldeyiz. Kafamızdakileri toparlayabilmek ve paylaşabilmek şu sıralar daha da zor gibi gözüküyor. Ben sizlere bu zor zamanda kafanızı dağıtabileceğiniz iki farklı kitap önerisinde bulunmak için bu yazıyı yazmaya çalışıyorum.

İlk kitabımız Zülfü Livaneli’nin Mutluluk adlı Barnes & Noble 2007 Ödülünü almış kitabıdır. Kitabın genel hatlarına bakacak olursa okunması mükemmel derecede kolay ve akıcı bir kitaptı. Olay örgüsü gerçekten merak uyandırarak bir sonra ki bölüme geçmenizi hızlandırıyor. Kitap doğuda amcası tarafından tecavüze uğrayan Meryem ile başlıyor ve Meryem’in aşkı bulmasıyla sona eriyor. İlk 100 sayfayı okurken sürekli üç farklı kişinin nerede birleşeceklerini merak ettim ve birleştikten sonra ki süreçte yaşananları anlamaya çalıştım. Spoiler vermek istemiyorum ama farklı hayatların birleştiğini zannettiğimiz anda farklılıklarımızın bizi nasıl sürüden ayırıp en sonunda kendi yolumuza ittiğini gösteren mükemmel bir kitaptı.

İkinci kitabımız Luke Rhınheart’ın Zar Adamın Peşinde kitabıdır. Aslında bu serinin ikinci kitabıdır ama tek başına da okunabilecek olmasından ötürü tavsiye edebilirim. Gerçekten gayet sürükleyiciydi ama boş zaman kitabı olarak değerlendirebileceğim edebi değerlerden yoksundu. Larry aslında babasını ararken kendi içinde bir yolculuğa çıkmaktadır. Hangisinin gerçek hangisinin yanlış olduğunu bilmediği zar soruları içerisinde sıkışıp kalırken gerçekten duygularının peşinden giderek babasına ulaşmıştır. Şimdi zar soruları nedir diye soracak olursanız şöyle özetleyeyim. Mesela eski sevgilinize mesaj atmak istiyorsunuz ve zarları atarken eğer çift gelirse mesajı atacağım gelmezse atmayacağım gibi 🙂 Dostoyevski’nin de dediği gibi ” Uzaktan hayran olduğunuz biriyle sakın tanışmayın” der ve ekler ” Ya eliniz, ya kalbiniz boş kalır” cümlesi bu kitabı özetler niteliktedir. Çünkü babasını o kadar tanrılaştırmasının aslında ne kadar gereksiz olduğunu fark ettiği anda yaşadığı duygu boşalması bunu özetlemektedir.

Son olarak klişe olacak ama evlerimizde kaldığımız bu süreçte bol bol okumalar yapalım. Zihnimize yaptığımız yatırımın kaliteli bir yatırım olduğunu kabul edelim.

Bol kahveli, bol kedili ve bol kitaplı günleriniz olsunn.

nazlisahan

About nazlisahan

Global Homo Erectus

Yorum Yaz