Fenomen Olan Spor Mu , İnsanlar Mı?
Fitness, yoga, pilates ve daha pek çok egzersiz, meditasyon, sağlıklı yaşam biçimi, günümüz dünyasının en çok tercih edilen, haber ağı ‘sosyal medya’ sayesinde herkes tarafından tanınır hale geldi. Ancak ne kadar doğru tanıtımlar yapıldığı hali hazırda tartışma meselesi.
Sosyal mecralarda, hepimiz bir gün içerisinde pek çok reklama maruz kalıyoruz. Şu an maruz kaldığınız reklamların kaç tanesi spor veya sağlıklı yaşam ile ilgili, hiç düşündünüz mü? Haydi hep beraber birkaç analiz yapalım, bakalım neler dönüyor bu sektörde, ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış!
Spor son 10 sene içerisinde ülkemizde kat ettiği yol sebebiyle pek çoğumuza ekmek kapısı oldu. Yeni tanınan meslekler nasıl bir süreç geçiriyorsa şu günler de aynısını spor sektöründe yaşıyoruz.
Sosyal medya fenomenleri, televizyon ünlüleri, antrenörler , amatör/profesyonel sporcular, hatta sadece spor salonuna kendi sporunu yapmaya giden bireyler dahil pek çok kişi sosyal medya hesaplarından spor ile alakalı bilgi paylaşımlarına başladılar. Sadece Türkiye de değil tüm dünyada yapılan bir etkinlik halini aldı. Takdir edersiniz ki kirli bilgi sayısı da tahmin edilenden fazla hale geldi.
Gerçekten inandığımız, saygı duyduğumuz insanların bizleri motive etmesi, spora yönlendirmesi kesinlikle çok güzel bir girişim. Bu yönlendirme; insanları sigarayı, alkolü bırakmaya teşvik etmek ile aynı şey. Küçük bir topluluğa dahi faydanız dokunacaksa doğru yoldasınız demektir.
Olumlu yönlerine değindik ancak her şey gibi bir dur noktası olmalı diye düşünüyorum.
İşte o beklenen bilgilendirme kısmı! Sizlerin sağlığını kötü etkileyenlere karşı sitemkâr tavırlarımı ve sizler için keskin önerilerimi dikkate alacağınızı umarak, yazımın belki de en demoralize kısmına geçiyorum.
Motive edici konuşmalar elbette olmalı, herkesin bir desteğe ihtiyacı var hayatta. Özellikle korona virüsün çokça yayıldığı, ölümlerin ve vakaların her geçen gün arttığı bu dönemlerde, inanıyorum ki herkes bir yerden hayata, sağlığa ve sevdiklerine tutunmaya çalışıyor. Şu sıralar spora yönelmiş olanların, bu yazıyı okuyanlar ile aynı kişiler olduğunu düşünüyorum.
İşte ilk sitem cümlem: Yapılan en büyük yanlış, ayağının tozu ile gelen herkesin; spor hocası, egzersiz bilimci tavırları takınması ve kendilerini insanlara bilgi aktarabilecek düzeyde görmeleri oldu. Motive etmek ayrı, eğitmenlik yapmak ayrıdır. Bu ikisi asla birbiri ile karıştırılmamalı idi.
Elbette bir cümle ile herkesi silip atmıyor, objektif ve empati kurarak yaklaşıyoruz.
Zamanında bende sporu çok severek yapan sadece bir spor salonu kullanıcısı idim. Çocukluktan gelen antrenman geçmişi, senelerce yapılan antrenmanlar ve alınan eğitimler sonucunda süreç beni milli sporcu ve medikal fitness uzmanı olacak seviyelere getirdi. Antrenörlük yapmaya çalışan ancak bu konuda hiçbir vasfı/belgesi/yeterliliği/deneyimi (siz hangisini tercih ederseniz) olmayan insanların yerine kendimi koyuyorum ve bir zamanlar bende aynı aşk ile yanıp tutuşuyordum.
İnsanların içerisinde bir spor yapma sevgisi var ve bunu biz antrenörlerden, sporculardan gördükleri paylaşımları örnek alarak, videolar çekip sosyal mecralarda paylaşma isteği duyuyorlar. İşte yanlış olan kısım bu! Sevebilirsin, yapabilirsin ama bir işin profesyoneli değil isen eğitim verip, insanların sağlığı ile oynayamazsın. Sadece spor salonuna giden veya sabah koşularına çıkan bireyler iken, böyle bir harekette bulunmalarını çok yanlış buluyor ve kınıyorum.
Objektif bakıyoruz dedik değil mi? İzlediğiniz videoda ki kişi sadece spor yaptığını gösteriyor olabilir, bunu motive edici davranış olarak değerlendirebiliriz. Ve bu kişileri yazmış olduğum yazıdan tenzih ediyorum elbette. Detaylı antrenman paylaşıp ‘Boş ver kuralları! Squat yap benimle, kalçan şekillensin!’ diyenlere tüm bu sözlerim. İşte o kişilerden UZAK DURUN lütfen! Çünkü konu o kadar basit değil.
Eğitimsiz ve belgesiz pek çok insanın sözlerini duyacaksınız, yanlış bilgiler ortalıkta dolanacak ve pek çok kişiyi sağlığından edecek. Siz onlardan olmayın, ucundan kıyısından dönmüş olun. Belki de göremediğiniz kısmı benim bu yazım ile görürsünüz, bir şekilde sağlığınızdan olmadan doğru yola yönelirsiniz. Yönelemezseniz sonunuz benim ellerimde veya fizyoterapistlerin ellerinde olacak :D.
Bu durumda benim video çeken, bilgi paylaşanlara önerim: ‘Lütfen önce eğitimini alın ve gerçek bilgi birikimine sahip olun’, sizlere önerim ise: ‘Lütfen bilgisine güvendiğiniz kişileri dikkate alın ve dinleyin. ’olacaktır. Kendinize, elektrik alabildiğiniz, frekanslarınızın uyduğu bir eğitmen bulun. Bilgi alın, eğitim alın elinizden geldiği kadar çok şey kopartmaya, öğrenmeye çalışın, ki sağlığınızdan olmayın.
Buraya kadar olan kısmı okudum ancak umurumda değil diyorsanız bir de şöyle düşünün; çok fazla tıbbi makale okumuş biri, bir doktor gibi size reçete yazabilir mi? Bence cevabı kendiniz buldunuz. Reçetenizi yazacak kişiler gerçek eğitmenlerdir.
Bizler paradan önce sizlerin sağlığınızı düşünerek önceden sizleri uyarmak ile yükümlüyüz. İyi bir eğitmeni de bu şekilde anlarsınız; karşımıza ilk geldiğinizde sağlık sorunlarınızı öğrenmeye çalışırız ve bu konu bizim için paradan önce gelir.
Açıkçası benim sağlığım önemli, hayatım kıymetli. 50 sene daha yaşayacaksam sağlık refahım en üst düzeyde olsun isterim. O yüzden her duyduğuma inanmam, duyduğum şeyleri kimin söylediğine bir bakarım. İnce eler, sık dokurum. Bir avukat , bir dişçi veya estetisyen ararken ne kadar dikkatli iseniz o kadar dikkatli olun.
Demem o ki : İnsanlar değil, sporun kendisi fenomen olmalı! Çünkü bu yeni bir keşif değil. Sizin hayat standartlarınızı yükseltecek, senelerdir binlerce tıbbi araştırmaya konu olmuş bir dal. Ve elbette emin ellerde yapılmalı, öğrenilmeli.
Şu zor, virüs dolu günlerde mutlu ve sağlık refahı yüksek insanlardan olmanızı dilerim.