İnce Bel ve Büyük Popo Seni Mutlu Etmeye Yeter Mi?
Herkese yeniden merhaba! Sakin bir akşam ve laptopun bir ucundan tekrar size dokunmaya geldim. Ben Egzersiz ve Antrenman Koçu Bahar Öksüzoğlu.
Biraz düşünelim.. Görsel olarak ne kadar çok doyuruluyoruz değil mi? Bununla birlikte ne kadar çok görsel doyum kriterimiz olmaya başladı? Sütun gibi bacaklar, hem kıvrımlı hem ince (!) vücut hatları, Kardashian’lar.. Tüm klişeler ve kriterlerden arınıp kendimize şu soruyu soralım; ”Dış faktörleri düşünmeyi bırakınca, benim güzelim nedir?”. Zihniniz ilk olarak ince bir bel ve yuvarlak hatlı bir popoyu gözünüze sokacaktır. Hayır, durun bu dışardan öğrendiğiniz şey. Aslında güzel olan ”sağlıklı” olandır, ”dengeli” olandır, ”korunabilir” olandır. Spor sektörü, üzülerek söylemem gerekirse, bir ticarethane halini almaya başladı. Bu ticarethanenin en büyük oyunu, size tüm hayallerinizi vermeyi vaat etmek. Belki de mutluluğunuzu ruhunuzdan çekip, bedensel estetik diye kabul ettiğiniz trendlere yüklemek..
Kendimize limitler getiriyoruz. 54 kilo olunca mutlu olacağım, karnım ve kalçam sıkılaşınca ilişkim düzelecek, 34 beden olduğumda kendime güvenmeye başlarım. Ne yazık ki, tüm bu düşünceler birer takıntı belirtisi. Dışarıdan içeriye, ne olduğumuza ve neye dönüşmemiz gerektiğine dair direktifler alıyoruz. Üstelik farkında bile olmadan. Mutlu olduğunuzda, ilişkinizi yoluna soktuğunuzda ya da ondan özgürleştiğinizde, kendinize güvendiğinizde bedeniniz varmak istediğiniz yere sizi götürecek. Çünkü; bunu birilerini mutlu etmek ve etkilemek için değil, siz istediğiniz için yapmaya başlayacaksınız, zevk alacaksınız. Dış dünyanın devamlı değişen ”estetik algısı”, size devamlı değişen bir yol haritası sunar. Ancak değersizlik ve beğenilmeme endişesiyle koşup bir yere varamamak, yalnızca benlik algınızda daha büyük delikler oluşturur. İstediğiniz kiloları vermek, sizi mutlu etmeye yetmeyebilir ancak mutlu olmanın bedeninize destek olacağı kesindir.
Egzersiz yapmanın, aktif kalmanın hayatımızı bir çok alanda pozitif etkilediğine aslında hepimiz şahidiz. Biliyoruz ki; herhangi bir spor türünde var olmak hormonel anlamda bizi mutlu olmaya, pozitif kalmaya, güçlü hissetmeye sevk eder. Vücutta oluşan sporsal strese dayanmak, aktivite sonlandığında bilinçaltınıza görevi başardın mesajı verir ve bu da size kendinizi tamamlanmış hissettirir. Bir şeyin parçası olduğunuza inandırır, kendiniz için bir şey yaptığınızı ve kendinizi sevdiğiniz size anlatır. Özellikle düşük şiddetli, uzun süreli aerobik egzersizler ruh halimizi daha üst noktalara taşımak için birer serotonin bombası olarak bilinirler. Peki şimdi söyleyin.. Bunların hangisi tamamen, aynada 0 beden olduğumuzu görmekle ilgili?
Daha güçlü kas sistemine, daha sağlıklı çalışan iç organlara, daha sıkı çalışan immün sisteme, daha dayanıklı kardiyovasküler sisteme, daha hızlı çalışan bir beyne, daha çok mutlu olmanızı isteyen bir endokrin sisteme sahip olmak için egzersiz yapın. Beraberinde kazanacağınız estetik ve atletik fiziksel görünüm, vücudunuzun size bir teşekkürü olsun.
Hangi spor branşı sizi daha mutlu ediyorsa, heyecanlandırıyorsa ve ait hissettiriyorsa o branşta var olun. Baylar estetik kaygılarınız yüzünden, pilates yapmaktan kaçınmayın. Çünkü; pilates duruşunuzu, omurganızı destekler. Bayanlar siz de ağırlık çalışmaktan korkmayın. Çünkü; direnç egzersizleri kemiklerinizi destekler. Atlayın, zıplayın, esneyin, koşun,yüzün. Bir şekilde mesai saatleri dışında bir sporun içinde varolun. Kimseye kendinizi beğendirmek için değil, bir trende uymak için hiç değil. Kendiniz için. Sağlığınız için. Mutluluğunuz için. Bana inanın, sporun tutkusuna bir kere kapıldığınızda alacağınız tat dışarının sesini kısacak ve içinizde durmasını hiç istemeyeceğiniz bir müzik başlatacak. Kendinizi o müziğe bırakın ve dans etmeye başlayın.
Sağlık ve mutluluk dolu günler dilerim..
Gerçekten çok güzel😍İnsanları kesinlikle bilinçlendiren , asıl yaşama sebebimizi bize hissettiren bir yazı… Başkaları için değil, kendi sağlığın için egzersiz yap! Seninle kendimizi müziğe verip dans etmek istiyorum…♥️
Enerjin hep yüksek olsun! Canımsın kidom.